• iki Kardesin Hikayesi

iki Kardesin Hikayesi Duygusal Ve Romantik

iki Kardesin Hikayesi 

iki erkek, birlikte çalıştıkları babalarından kalma çiftlikte geçiyordu. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı. Diğer kardeş ise bekardı. Her günün sonunda iki kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi.

Günün birinde bekar kardeş şöyle düşündü;

– Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. Kardeşimin geniş bir ailesi var. Onun daha fazla ihtiyacı olur.

O günden sonra bekar olan kardeş her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin evindeki tahıl deposuna götürmeye itti.

Bu arada evli olan kardeş de kendi kendine; 

Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de doğru değil. Ben evliyim, eşim ve çocuklarım var ve yaşlandığım zaman onlar bana bakabilirler. Fakat kardeşim yaşlandığı zaman ona bakacak hiç kimsesi yok. İlerde onun daha fazla ihtiyacı olacak.

Böylece evli olan kardeş de her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı. İki kardeş de yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadılar. Çünkü her ikisinin de deposundaki tahılın miktarı değişmiyordu. Sonra, bir gece iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken karşılaştılar. O anda olan biteni anladılar. Çuvallarını yere bırakıp birbirlerini kucakladılar.



Baba ve Oglunun Hikayesi

Baba Ve OgluBaba ve Oglunun Hikayesi

Adam, bütün hafta işte çok yorulmuş, hafta sonu iyice dinlenirim diye düşünüyordu. Pazar sabahı kalktığında, eşi güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Gazetesini aldı, keyif içinde bütün gün dinlenip evde oturacağını düşünürken oğlu koşarak geldi:

Baba, sinemaya ne zaman gideceğiz?

Baba, oğluna sinemaya götüreceğine daha önce söz vermişti ama tamamen unutmuştu. Dışarıya çıkmak istemediğinden nasıl bir bahane uydursam diye düşündü. Sonra gazetedeki dünya haritası gözüne ilişti. Dünya haritasını küçük parçalara ayırıp, yapboz haline getirdi. Oğluna dedi ki:

– Bu haritayı eski haline getir, ondan sonra seni sinemaya götüreceğim.

Nasılsa, en iyi coğrafya öğretmenini bile bu haritayı akşama kadar düzeltemez. Akşama kadar rahatım diye düşündü ki on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi

– Baba haritayı düzelttim hadi artık sinemaya gidelim.

 Adam önce inanamadı ve haritayı göster bakalım dedi. Hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını, sordu. Oğlu:

– Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İNSANI DÜZELTTİĞİM DE DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ…

Deniz Feneri Hikayesi

Deniz FeneriEğitim filosuna bağlı bir savaş gemisi, fırtınalı bir havada, gece karanlığında yol alıyordu. Yer  yer sis de vardı ve görüş alanı dardı. Bu nedenle geminin komutanı da köprüdeydi, bütün faaliyetleri denetliyordu.

Köprünün iskele tarafındaki gözetleme yerinde nöbetçi haber verdi;

– Işık! Sancak tarafında.

Komutan seslendi:

– Dümdüz bize doğru mu ilerliyor, yoksa kıça doğru mu gidiyor?

Nöbetçi  cevap verdi:

Dümdüz bize doğru ilerliyor Komutanım.

Bu, tehlikeli bir çarpışma rotası üzerinde olduğumuz anlamına geliyordu.

Komutan nöbetçiye emir verdi;

– Gemiye mesaj gönder: Çarpışma rotasındayız.  Rotanızı 20 derece değiştirmenizi öneriyoruz.

Karşıdan şu sinyal geldi:  ” Sizin rotanızı 20 derece değiştirmeniz önerilir.”

Komutan:

– Mesaj gönder. Ben komutanım. Rotayı 20 derece değiştirin.

Karşıdaki “Ben deniz onbaşıyım, sizin rotanızı 20 derece değiştirmeniz daha iyi olur.” diye yanıtladı.

Komutan iyice öfkelenmişti. Hırsla emretti:

– Mesaj gönder! Ben bir savaş gemisiyim. Rotanızı 20 derece değiştirin.

Karşıdaki ışıklarla işaret verdi. “Ben bir deniz feneriyim.”

Savaş gemisi rotasını değiştirdi.

Deniz fenerine dümdüz ilerleyen savaş gemisinin komutanı gibi bazen hayatta ön yargılarımız, kibrimiz, sisler gibi dar görüş açımız doğru kararlar almamızı engeller. Sonuna kadar deniz fenerine ilerleyen savaş gemisi gibi kafanızın dikine gitmek dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Geç  olmadan bazen doğru olan hayatta da rotayı değiştirmektir.

Sosyal Medyada Paylas